Mersin’in Tarsus ilçesine bağlı Ulaş mahallesi, 22 Temmuz 1920’de gerçekleşen Gudubes Yakaköy Savaşı ile tarihe geçti. O dönemde savaş alanında yalnızca erkekler değil, köylü kadınlar da fedakârlık ve cesaretle milli mücadeleye destek vermişti. Bu kadınlar arasında özellikle öne çıkan isim ise Ulaş Beyleri ailesinden Mücahide Emine Hatun oldu…
Mücahide Emine Hatun, Ulaş Bey’in gelini ve Ömerzade Efendi’nin eşi olarak savaş sırasında köylü kadınlarla birlikte savaşı duyanlara su ve azık getirerek, moral ve destek sağlayarak milli görevini büyük bir feragat ve cesaretle yerine getirdi. Tarihçiler, bu katkının savaşın seyrinde önemli bir rol oynadığını vurguluyor.
Buminhan Temizkan Şehit Öğretmenler Derneği (BTŞÖD), yaptığı detaylı araştırmalar sonucu Mücahide Emine Hatun’un Tarsus ilçesine bağlı Ulaş Mahallesi’ndeki mezarını tespit etti. Dernek yetkilileri, kahraman kadına yakışır bir biçimde mezarı yeniden düzenledi. Mezara özellikle kalpak şeklinde bir taş yerleştirilerek, Hatun’un kahramanlık simgesi olarak tarihe vurgu yapıldı.
BTŞÖD Başkanı Gökhan Temizkan, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Türk milleti olarak biz mücadele etmekten başka şansı olmayanlarız. Dün bizim için mücadele edenleri unutursak, tarihimize ihanet etmiş oluruz. 22 Temmuz 1920… Gudubes Yakaköy Savaşı… Sadece silah seslerinin değil, aynı zamanda cesaretin, fedakârlığın ve inancın da yankılandığı bir gün. O gün, savaş alanında erkekler mücadele ederken, köylerdeki kadınlar da sessiz kahramanlar olarak tarih yazıyordu. Mücahide Emine Hatun, Ulaş Beyleri ailesinin bir ferdi olarak, savaşanlara su ve azık taşıdı, moral verdi, cesaret oldu. Onun ve o dönemin kadınlarının katkısı, tarihin satır aralarında çoğu zaman gözden kaçsa da, milli mücadelenin temel taşlarından biridir.” ifadelerini kullandı.
Buminhan Temizkan Şehit Öğretmenler Derneği Başkan Yardımcısı Orhan Yıldırım ise derneklerinin çabalarıyla, Mücahide Emine Hatun’un mezarı Ulaş Köyü’nde yeniden düzenlendiğini belirterek şöyle konuştu;
“Bizler, geçmişin gölgesinde büyüyen bir toplum olarak, dünümüzü unutmamalıyız. Mücahide Emine Hatun gibi kadınlar, sadece savaşta değil, tarih bilincimizin şekillendiği her an mücadele etmişlerdir. Onları anmak, sadece bir anma değildir; bu, gelecek nesillere tarihimizin gücünü ve değerini aktarmak, onlara cesaret ve sorumluluk aşılamaktır.”
BTŞÖD Sosyal Sorumluluk Projelerinden Sorumlu Dernek Üyesi Bekir Köksal da mezar taşının kalpak şeklinde olmasına dikkat çekti. Köksal “Mezara yerleştirilen kalpak şeklindeki taş, onun kahramanlığının simgesi oldu; bizlere hatırlatıyor ki tarih sadece kitaplarda yazılı değildir, tarih yaşayan bir hafızadır, bir sorumluluktur. Unutmayalım ki, tarih sadece geçmişi anlatmak değil, bugünümüzü ve yarınımızı şekillendiren bir pusuladır. Mücahide Emine Hatun’un fedakârlığı ve cesareti, bize bu pusulayı hatırlatıyor: Mücadele etmekten başka şansımız yoksa, tarihimizin ışığını asla kaybetmeyiz.” şeklinde konuştu.
Bu çalışma, yerel tarih ve milli mücadele bilincinin yaşatılması açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Mücahide Emine Hatun’un mezarının yeniden düzenlenmesi, sadece bir mezar onarımı değil, aynı zamanda kadınların Kurtuluş Savaşı’ndaki rolünün hatırlanması ve gelecek kuşaklara aktarılması anlamına geliyor.