reklam
EĞİTİM-İŞ MERSİN ŞUBESİ’NDEN ‘ÇEDES PROJESİ’NE TEPKİ

EĞİTİM-İŞ MERSİN ŞUBESİ’NDEN ‘ÇEDES PROJESİ’NE TEPKİ

Mersin Eğitim-İş üyeleri, “okullara ‘manevi danışman’ adı altında imam, müezzin, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve Kur’an Kursu öğreticisi atanması eğitimde çok başlılığın artacağının da net sinyallerini vermiştir” açıklaması yaparak ÇEDES Projesi (Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum)’ne hayır dedi.

Mersin’de eğitimciler Özgür Çocuk Parkı’nda bir araya gelerek ‘ÇEDES Projesi’ne hayır’ dedi. Mersin Eğitim-İş Şube Başkanı Yakup Tekin, “Eğitimin memleketin en birincil meselesi olduğunu hatırlatıyor, uyarılarımız dikkate alınmaz ve eğitime dair sorunları çözümü için adım atılmazsa eylemliliğimizin artarak devam edeceğini ilan ediyor, tüm yurttaşlarımızı da destek vermeye davet ediyoruz!” dedi.

“OKULLARDA DERSİ ÖĞRETMENLER VERİR”

Başkan Tekin yaptığı açıklamada, mevcut iktidarın 28 Mayıs seçimleri sonrası “ÇEDES” (Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum) projesi kapsamında okullara “manevi danışman” adı altında imam, müezzin, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve kuran kursu öğreticisi atanmasının, anayasaya aykırı olduğu belirtilerek, projenin eğitimcilerin itibarına hakaret olduğunu söyledi.

Mersin Eğitim-iş Şube Başkanı Yakup Tekin yaptığı açıklamasında şu ifadelere yer verdi;

“Dernek/vakıf maskesi takmış tarikatlar MEB protokolleri aracılığıyla eğitimde cirit atmaya devam etmektedir. Eğitimdeki bu gericileştirme hamleleri 28 Mayıs seçimleri biter bitmez hızlandırılmış, İzmir ve Eskişehir başta olmak üzere birçok ilimizde devlet okullarına pedagoji eğitimi almamış din görevlisi gönderilmesi bunun en somut örneği olmuştur. Seçimden hemen sonra İstanbul’da Bilal Erdoğan’ın yönettiği bilinen TÜGVA’ya 237 okulun tahsis edilmesi, “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi (ÇEDES)” kapsamında yapılan protokolle okullara “manevi danışman” adı altında imam, müezzin, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve kuran kursu öğreticisi atanması eğitimde çok başlılığın artacağının da net sinyallerini vermiştir.”

BAŞKAN TEKİN: ÇEDES ANAYASAYA AYKIRIDIR

ÇEDES Projesinin anayasaya aykırı olduğuna vurgu yapan Yakup Tekin, ”Alanında uzman eğitimciler varken konuyla ilgisi olmayan kişileri ve yapıları eğitim sistemimize sokmak kamu kaynaklarını israf etmektir. Eğitim-İş olarak, Anayasamıza, yasalara ve yönetmeliklere açıkça aykırı; laik ve bilimsel eğitimle taban tabana zıt ÇEDES protokolünü yargıya taşıdık. Bugün de burada ve tüm Türkiye’de eğitim dışı kurumlarla, gerici dernek ve vakıflarla imzalanan protokollere ve projelere karşı “Çocukları korumak, vatanı korumaktır” anlayışıyla alanlardayız. Tüm yurttaşlarımıza sesleniyoruz, gelin bu protokolü birlikte reddedelim! Eğitime, geleceğimiz olan çocuklarımıza sahip çıkalım!  Çünkü ÇEDES protokolü hukuksuzdur: Anayasamıza, yasalara ve yönetmeliklere açıkça aykırıdır. Laik ve bilimsel eğitimle taban tabana zıttır.  Çünkü ÇEDES protokolü tehlikelidir: Eğitim biliminden pedagojiden bihaber, çocuklarımıza nasıl yaklaşılacağını bilmeyen yetişkinleri okullara sokmak travmatik etkileri de beraberinde getirecektir. ÇEDES protokolü öğretmenlerin, eğitim emekçilerinin mesleki itibarına hakarettir. Eğitim-öğretim eğitimcilerin işidir.  Okul yöneticilerine sesleniyoruz: Okullardaki eğitim faaliyetinin yasal çerçevede yürütülmesi sizlerin sorumluluk alanınızdır. Koltuğunuza değil, onun arkasında asılı olan Başöğretmen’in resmine bakın ve bu protokolleri reddedin” ifadelerini kullandı.

BAŞKAN TEKİN: BU EĞİTİM ÖĞRETİM YILI, KARANLIK BİR DÖNEM OLMUŞTUR

Mersin Eğitim-İş tarafından düzenlenen  basın açıklamasında, ÇEDES Projesi’nin yanı sıra, Öğretmenlik Meslek Kanunu, atama azlığı ve meslekte düşük maaş gibi birçok soruna değinildi. Mersin Eğitim-İş Şube Başkanı Yakup Tekin basın açıklamasında, ”Eğitim emekçilerine sesleniyoruz: Sevgili meslektaşlarımız; öğrencilerimiz bizlere Başöğretmen’in emanetidir. Onları, laiklik karşıtı uygulamalara terk etmeyiniz! Kimsenin sizin dersinizi bölme, gasp etme, sizin dersinizden öğrenci çıkarma hakkı yoktur. Bu tür girişimleri her şeyden önce öğrencileriniz, sonra mesleki itibarınız için reddediniz! Velilerimize sesleniyoruz: Çocuklarınızın eğitim adı altında manen ve fiziken güvencede hissetmeyecekleri hiçbir uygulamayı kabul etmek zorunda değilsiniz. Onların geleceği için bu protokolü reddedin” diye konuştu.

“GEÇİNEMİYORUZ, NEFES ALAMIYORUZ”

Bu eğitim öğretim yılının, hem mesleki itibarının uğradığı saldırılar hem de alım gücündeki erime nedeniyle eğitim emekçisi için de karanlık bir dönem olduğunu belirten Tekin, “Mesleğe hakaret niteliğindeki Öğretmenlik Meslek Kanunu halihazırda sözleşmeli, ücretli, kadrolu adı altında kategorize edilerek sömürülen öğretmenleri bir kez daha haksız sıfatlarla ayrıştırmıştır. Ayrıca YÖK’ün aldığı kararla, eğitim fakültelerinin dışında da farklı alanlarda öğrenim gören öğrencilerin pedagojik formasyon eğitimini “seçmeli ders” olarak almasının önü açılmış; bu yolla hem eğitimcilik sıradanlaştırılmaya çalışılmış hem de ataması yapılmayan öğretmenlere bir haksızlık daha yapılmıştır. Anayasal bir hak olan güvenceli istihdamın katli olan ücretli ve sözleşmeli öğretmenlik ayıbı sürdürülmüş, ekonomik kriz nedeniyle ücretli öğretmenlerin büyük bir çoğunluğunun aldığı ücretler açlık sınırının çok altında kalmıştır. Eğitim emekçilerinin aldığı ücretler, giderek artan hayat pahalılığı nedeniyle ay sonunu getirmeyi dahi mümkün kılmayan bir orana düşmüştür. Eğitim emekçileri geçinemez, nefes alamaz, kendilerini işlerine adayamaz hale gelmiştir” ifadelerini kullandı.

“ÇÖZÜM İÇİN ADIM ATILMAZSA EYLEMLER ARTARAK DEVAM EDECEK”

“Eğitim ve eğitim emekçisi bu kadar değersizleştirilemez” diyen Tekin, basın açıklamasında sorunların çözümlerinin için adım atılmaması halinde eylemlerinin artarak devam edeceğini söyleyerek, taleplerini dile getirdi:

“Eğitim-İş olarak bu arsız kuşatmaya “dur” demek için bir kez daha harekete geçiyoruz. Yoksulluk sınırının altında olan maaşlarımızın enflasyon karşısında sürekli erimesini protesto etmek için,  Mesleki itibarımıza yapılan saldırılara ve haklarımızı gasp etme girişimlerine karşı çıkmak için,  Eğitim sistemimizin üzerine çöken gerici ve piyasacı karanlığa dikkat çekmek için, Çocuklarımızın eşit ve nitelikli eğitim hakkının gasp edilmesine karşı durmak için, Eğitim dışı kurumların, dernek maskesi takmış tarikatların sistematik olarak eğitime dahil edilme girişimlerine boyun eğmeyeceğimizi göstermek için, Tüm Türkiye’de alanlardayız! Eğitime ve çocuklarımıza sahip çıkıyoruz! Uyarıyoruz!  Eğitimin memleketin en birincil meselesi olduğunu hatırlatıyor, uyarılarımız dikkate alınmaz ve eğitime dair sorunları çözümü için adım atılmazsa eylemliliğimizin artarak devam edeceğini ilan ediyor, tüm yurttaşlarımızı da destek vermeye davet ediyoruz!  Bu mücadele aydınlanma mücadelesidir! Bu mücadele gelecek mücadelesidir! Bu mücadele hepimizin mücadelesidir.”

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM