Tüm Yerel Yönetim Çalışanları Sendikası (Tüm Yerel-Sen) Genel Başkanı Mücahit Dede, sendikanın Ankara Şube yöneticilerinin usulsüzlük iddialarıyla ilgili bir açıklama yaptı.
Birleşik Kamu-İş’e bağlı Tüm Yerel-Sen’in Genel Başkanı Mücahit Dede yaptığı yazılı açıklamada şunları vurguladı: “31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri sonrasında Ankara Şubemizin yetki alanında bulunan idarelerde üye sayılarımızın artması sonucunda üyelerimizle daha iyi iletişim kurulabilmesi ve sendikal örgütlenmenin aksamadan işleyebilmesi amacıyla Merkez Genel Kurulu’nda Merkez Yönetim Kurulumuza verilen yetki ve sendika tüzüğümüzün 22. maddesinin (o) bendi uyarınca Ankara Şubemiz kapatılmış, Ankara 1 No’lu Şube ve Ankara 2 No’lu Şubenin açılmasına ve Ankara 1 No’lu Şubenin yetki alanının Ankara Büyükşehir Belediyesine bağlı Daire Başkanlıkları, Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü ve EGO olarak saptanmasına, Ankara 2 No’lu Şubenin yetki alanlarının ise Çankaya, Mamak, Keçiören, Etimesgut, Elmadağ, Polatlı, Altındağ, Yenimahalle, Ayaş, Evren, Gölbaşı, Güdül, Kalecik, Kahramankazan, Kızılcahamam, Nallıhan, Şereflikoçhisar, Sincan, Haymana ilçeleri olarak saptanmasına karar verilmiştir. Bu uygulama sendikamız tarihinde ilk defa uygulanan ve yahut Ankara Şube’ye özel, Ankara Şube Yöneticilerini görevden alma amacı taşıyan bir uygulama olmayıp daha önce de üye sayılarımızın artış gösterdiği birçok şubemizde bizden önceki yönetimler dönemlerinde de bu şekilde uygulamalar yapılmıştır. Merkez Yönetim Kurulumuzca alınan bu karar sonrasında mevcut Ankara Şube Yönetim Kurulu üyelerinin hiçbiri yönetim kurulu üyeliği görevinden alınmamış, görev aldıkları idarelere uygun olarak Ankara 1 No’lu ve Ankara 2 No’lu Şubelerimize atanarak Yönetim Kurulu üyelikleri devam ettirilmiştir.”
Ankara Şube Mali Sekreteri Ali Güler tarafından ‘baskın’ olarak nitelendirilen şube toplantısının ise WhatsApp üzerinden tüm Ankara 1 No’lu Şube ve Ankara 2 No’lu Şube Yöneticilerine tarih ve saat belirtilerek bildirildiğini ve Ankara Şubenin faaliyet gösterdiği adrese davet edildiğini dile getiren Dede, “Dolayısıyla Ankara Şube Yöneticilerinden Ali Güler’in ‘habersiz ve izin almadan’ gelindiğine ilişkin beyanları gerçeği yansıtmamaktadır. Kaldı ki Merkez Yönetim Kurulunca alınan Ankara 1 ve 2 No’lu Şubelerin açılmasına ilişkin karar da Şube Yöneticisi sıfatıyla bizzat Ali Güler’e tebliğ edilmek istenmiş ancak kendisi tebliğ almaktan kaçınmıştır. Tüm Yerel-Sen Genel Başkanı, Tüm Yerel-Sen Genel Merkez Basın Yayın Sekreteri ve diğer Şube yöneticileri ile (her ne kadar 20-25 kişilik bir toplulukla baskın yapılarak tehdit edildikleri beyan edilmiş ise de gerçekte 9 şube yöneticisi ve 2 Genel Merkez Yönetim Kurulu üyesi olmak üzere 11 kişi bulunmaktadır) toplantının yapılması planlanan adrese gidildiğinde ise Ankara Şube Yöneticilerinden Ali Güler’in de aralarında bulunduğu 3 kişi Genel Başkan Mücahit Dede’ye, Merkez Yönetim Kurulu üyesi Doğan Altun’a ve yine orada bulunan bir kadın yöneticimize karşı tehdit ve hakaret içeren söylemlerde bulunarak üzerlerine yürümüşlerdir. Herhangi bir problem olmadığı, sadece yeni Şubelerimizin Kurucu Yönetim Kurulu üyelerinin tanışarak ilk toplantılarını gerçekleştirmesi ve Valilik bildirimi yapılabilmesi için gerekli evrakların ivedilikle toplanması amacıyla gelindiği sakince anlatılmasına karşın saldırgan tutum devam etmiş, toplantı yapılması engellenmiş ve akabinde Şube adresine gelen Polis ekiplerince komşuların gürültüden rahatsız olduğunun bildirilmesi üzerine olayın büyümemesi adına Şubeden çıkılmıştır. Beyan edildiği gibi polis eşliğinde şubeden çıkarılma gibi bir olay yaşanmamış olup bu beyanların gerçeği çarpıtma ve Genel Merkezimizin itibarını zedeleme amacı taşıdığı açıktır. Kaldı ki yaşanan olaylar orada bulunan 9 kişi tarafından tutanak altına alınıp imzalanmıştır” ifadelerini kullandı.
“Ali Güler’in açıklamalarında iddia ettiği, şahsımın da içinde bulunduğu Genel Merkez Yöneticilerimiz hakkında usulsüz harcamalar yapılması sebebiyle Savcılık dosyalarının olduğu iftirası ise bir manipülasyondur” diyen Dede, şöyle devam etti: “Her ne kadar Ali Güler ve diğer bir takım kişilerinde içinde bulunduğu bir grup bahsi geçen savcılık dosyalarının re’sen açıldığı ve Mali Şube tarafından inceleme başlatıldığı gibi bir algı oluşturarak Sendikamız ve Genel Merkez Yöneticilerimiz hakkında bir karalama kampanyası yürütmeye çalışıyor ise de bahsi geçen soruşturma dosyası Ankara Şube Yönetim Kurulu üyelerinden 3 kişinin Savcılığa asılsız iddialardan oluşan bir şikayet dilekçesi vermesi sonucunda açılmıştır. Herkesçe bilindiği üzere Cumhuriyet Savcılığına sunulan her şikayet dilekçesi, henüz karar verilmeksizin bir soruşturma numarası alır ve bir soruşturma açılır. Daha sonrasında yürütülen soruşturma sonucunda iddiaların somut delillere dayandırılmadığının görülmesi halinde halk dilinde ‘takipsizlik’ olarak da bilinen kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilir. Kaldı ki avukatlarımız aracılığıyla Mali Şube ile gerçekleştirilen görüşme sonucunda dosya kapsamında mali denetlemeyi gerektirecek bir husus bulunmadığına kanaat getirildiği ve bu sebeple dosyanın şuanda Mali Şubede bulunmadığı ve ifade alınması için İlçe Emniyetine gönderildiği bilgisi edinilmiştir.”
Dede devamında gelişen süreci şöyle anlattı:
“Gelinen süreçte sendikacılıkla ilgisi kalmamış üç kişinin provokasyonları ve dezenformasyonlarıyla sendikamız faaliyetleri sekteye uğratılmaya çalışılmakta tabiri caizse ‘Çamur at izi kalsın’ politikası ile yol alınmaktadır. Gerçekleri tamamen çarpıtan bu üç kişi birlikte hareket etmek suretiyle yalan ve manipülasyon yaratarak, gerek önceki yöneticilere ve kadrolara, gerekse mevcuttaki yöneticilere ve kadrolara olmadık hakaret ve iftiralar atmasına rağmen, şimdiye kadar bu süreci büyük bir olgunlukla sendika içi disiplin hukukunu işletme yoluyla çözmeye çalışmıştık ve fakat gelinen noktada açıklama yapmak, sendikal birlik ilkesi ve hukukun üstünlüğü ilkesi ile masumiyet karinesi ilkeleri gereği zorunlu olmuştur. İftiralarını hukuk dışı baskı yoluyla yargı makamlarını etkilemek üzere geçerli kılmaya çalışan ilgili kişiler hakkında hakaret, iftira ve suç uydurma suçlarından Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurulacağı gibi, kişilik haklarına saldırı sebebiyle tazminat davalarının da açılacağını kamuoyu ile paylaşırız. Keza kapatılan şubeye geçici olarak tahsis edilmiş, Genel Merkezimize ait aracı ihtarnameye rağmen iade etmeyen aynı müfteriler hakkında ‘güveni kötüye kullanmak’ suçundan Çankaya Emniyet Müdürlüğüne başvuruda bulunulmuştur. Sendika mallarını dahi kişisel malı zanneden bu kişiler hakkında tüm hukuksuzlukları sebebiyle tüm hukuksal yollara başvurulacak olup kendilerinden menkul iftira ve provokasyonları, büyümekte ve genişlemekte olan sendikal örgütlenmemizi engelleyemeyecektir.”