Akdeniz iklim kuşağında yer alan Türkiye ormanlarının büyük bir bölümü yangın tehdidi altında. Mersin’in orman alanı 835 bin 534 hektar olup, yangına 1.derece hassas olarak biliniyor. Yüzde 52’sini kızılçam ormanlarının oluştuğu Mersin, bal ormanlarını da içinde barındırıyor. Sıcak yaz günlerinin etkili olduğu şu günlerde neredeyse her gün Türkiye’nin farklı illerinde orman yangınları meydana geliyor. Mersin Orman Bölge Müdürlüğü de oluşabilecek herhangi bir olumsuzluğa karşı her an teyakkuzda ve çalışmalarını devam ettiriyor.
Mersin Orman Bölge Müdürlüğü Orman Yangınlarıyla Mücadele Şube Müdürü Mehmet Alper Mersin’de meydana gelen orman yangınlarının yüzde 86’sının insan kaynaklı çıktığını belirtti. Alper, gelişen teknolojiyle birlikte orman bölge müdürlüğünün envanterine eklediği insansız hava araçları (İHA) sayesinde yangına hızlı müdahale edilebildiğini belirterek şunları söyledi;
“Orman yangınlarıyla etkin mücadelede önemli üç faktör var. Birincisi önleme faaliyetleri, ikincisi erken haber alıp hızlı müdahale etme, üçüncüsü de yanan alanların tekrar ağaçlandırılması. Mersin genelinde yangınların yüzde 86’sı insan kaynaklıdır. Mersin Orman Bölge Müdürlüğü olarak orman içinde yaşayan tüm insanlara Ocak-Şubat-Mart ayları içerisinde tek tek bilgilendirmeler yapıyoruz. 14 binin üzerinde öğrenciye, 2 bine yakın orman köylüsüne, bin 200’ün üzerinde çoban ve arıcıya bizzat tek tek ulaştık; orman yangınlarının risklerini anlattık ve basit önlemlerle yangının çıkmasına engel olunabileceğini belirttik. Vatandaşlarımıza yangın riskinin yüksek olduğu günlerde kesinlikle ateş yakılmaması gerektiği şeklinde sürekli uyarılarda bulunuyoruz. Yaz ayları yangın riskinin yüksek olduğu aylardır. Yeterli oksijen, sıcaklık ve yanıcı madde; bu üç maddeden birini ortadan kaldırdığımızda yangın olayı biter. Özellikle Gülnar’ı seçmemizin nedeni kuzeyli rüzgarların en etkin olduğu ilçelerden birisi burası. Rüzgarın etkisi büyük ve kurutucu yönü de var. Kurutuculuğundan dolayı en ufak bir kıvılcım bile rüzgarın etkisi ile ateşi çok hızlı ilerletir. Bunu önleyebilmek için de biz “erken haber alma” dediğimiz konuya çok önem veriyoruz. Burası Gülnar ilçesi Alıçdağı Mevki Gözetleme Kulesi. Daha önce bu kulelerde sürekli 24 saat vardiyalı sistem şeklinde arkadaşlarımız çalışıyordu. Çevreyi sürekli gözetliyorlardı en ufak bir duman çıktığında bize hemen bildiriyorlardı. Gelişen teknolojiyi Orman Genel Müdürlüğü’nün ekiplerine ve envanterlerine çok iyi entegre ettik. Bölgemizde havadan İHA’larla (İnsansız Hava Araçları) sürekli gözetleme yapmaktayız. Türkiye genelinde 14 adet İHA’lar mevcut 1 tanesi Mersin’de ve sürekli kontrolde. Aksi bir durum olduğunda hemen koordinat bildirmekte ve biz de o bölgeye en yakın ekibimizi yönlendirmekteyiz. Önceden kulelerdeki arkadaşlarımız bize telsizle bildiriyordu ve bu da bize ciddi zaman kaybettiriyordu. 2021 yılında ülkemiz tarihinin en büyük yangınlarını yaşadı. O yıl ülkemizdeki büyük şirketler sosyal sorumluluk projesi olarak bir şeyler yapmak istediler. Anadolu Sigorta’da insansız kule, kamera sistemi yaptı. Zaman bizim için çok değerli çünkü bir yarış halindeyiz. Her yangın alevi bir kibrit çöpünün başı kadar küçüktür. Ne kadar geç kalınırsa yangın o kadar felakete dönüşür.”
Mersin’de 3 binin üzerinde orman gönüllüleri olduğunu, bu sayıyı ilin nüfusuna eş değer şekilde artırmak istediklerinin altını çizen Orman Yangınlarıyla Mücadele Şube Müdürü Mehmet Alper, aktif ve pasif gönüllüler şeklinde iki grup olduğunu söyledi. Alper “Mersin 1. derece orman yangınlarına hassas bir bölgedir. Orman gönüllülerimiz var. Önceden yangın çıktığında bu vatandaşlarımız koşarak geliyordu, yardım ediyordu. Yasal düzenleme yapılmak suretiyle orman gönüllülerinin başına herhangi bir şey geldiği zaman haklara sahipler ve şehitlik kanunundan yararlanacak şekilde düzenlemeler yapıldı. Aktif ve pasif dediğimiz iki grup gönüllülerimiz var. Aktif gönüllülerimize kişisel koruyucu malzemelerini veriyoruz ve yangında bize arka planda yardımcı oluyorlar. Hortum, erzak taşıma gibi işleri paylaşarak zamandan tasarruf etmemizi sağlıyorlar. 3 binin üzerinde orman gönüllümüz var 700 civarı aktif gönüllümüz. Bizim amacımız Mersin’in nüfusu kadar orman gönüllüsüne ulaşabilmek. Pasif gönüllüler ise kumanya konusunda yardım etme gibi ufak işler yapıyorlar. Herkes gönüllü olabilir, hiçbir şey bilmese dahi gördüğü ufak bir dumanın haberini bize ulaştıran, yardım çağıran insan bile bizim gönüllümüzdür.” dedi.
Kızılçam ağacının yangına çok meyilli olduğunu söyleyen Alper, en kısa sürede yetişebilecek ağaç türünün de kızılçam olduğunu söyledi. Mersinde bal ormanları olduğuna da dikkat çeken Orman Yangılarıyla Mücadele Şube Müdürü Mehmet Alper, vatandaşların ekonomisine de katkı sunduklarını ifade etti.
Yanan ormanlık alanların ranta açıldığı iddialarının doğru olmadığını belirten Alper şöyle devam etti;
“Orman yangınlarından sonra yanan alanların yeşillendirilmesiyle alakalı kamuoyunda yanlış bir algı ve şehir efsanesi var. Orman Genel Müdürlüğü olarak yıl içerisinde yanan alanlar o coğrafyaya uygun ağaç türleri seçilerek ağaçlandırma işlemi yapılır. Bu bölgeye uygun harnup, badem, incir ağaçları dikimi yapıldı 2021 yangınından sonra çünkü bu ağaç türleri hem ateşe biraz daha dayanıklı ve yöre halkı için gelir kapısı. “YARDOP” projesi kapsamında yanan alanlar ağaçlandırılıyor. İddia edildiği gibi ne otel dikildi 2021 yılından beri buralara ne de farklı bir şey. Ormanlar bizim nefesimiz, yeşil vatanımızı korumak için daha bilinçli hareket etmeliyiz.”
Çiftçi ve üreticilerin anız yakarken fark etmeden orman yangınlarına sebebiyet verebildiklerini de sözlerine ekleyen Mersin Orman Bölge Müdürlüğü Orman Yangınlarıyla Mücadele Şube Müdürü Mehmet Alper, anız yakmanın toprağı sertleştirip verimsizleştirdiğini de belirtti.