İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Bu ülkede haksızlık hat safhada. İşin cılkı çıktı ki Sayın Binali Yıldırım sizleri, bizleri işgalci görüyor. Bunlar niye yapılıyor, hiç düşündünüz mü? Sayın Binali Yıldırım’ın oğlunun ve kendi hakkında Cayman Adaları, Nayman Adaları, Kayman Adaları, efendime söyleyeyim Panama belgeleri, Hollanda… Binlerce, milyarlarca dolarlık hesaplardan bahsediliyor. Onun örtülmesi için ‘Biz savaşa gidiyoruz’ diyorlar. Ya savaşa gitmiyoruz. Alt tarafı seçime gidiyoruz. Önemli bir seçime gidiyoruz. Türkiye’nin geleceği açısından önemli bir seçime gidiyoruz. Ya gösterdiği kişinin tutuklanabildiği, hakimlere talimat verilen ve ‘Seni istemiyorum’ dendiğinde o kişinin artık hiçbir hayat hakkının kalmadığı bir ülke ya da demokrasinin, hukukun üstünlüğünün sağlandığı bir ülke için karar verilecek” dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin İstanbul 3. bölgeden milletvekili adayı Seyithan İzsiz’in Beylikdüzü’nde umreye gönderilecek kadınlarla düzenlediği programa katıldı. Burada konuşan Akşener, umreye gidecek olanlardan “Beni ve arkadaşlarımı Cenabıhak hem kendi huzurunda hem sizlerin, yani milletimizin karşısına mahcup etmesin” diye dualarını istedi. Akşener, şunları söyledi:
“BÖYLE BİR DİLLE SEÇİME GİRİLDİĞİNE HİÇ ŞAHİT OLMADIM: Şimdi gerçekten ilginç bir seçime gidiyoruz. Seçim, esasında seçmenin bayramıdır, düğünüdür. Siyasetçinin tarttığı, siyasetçiye not verdiği, gönlünü, kalbini fetheden siyasetçiye de oyunu verdiği bir seçmenin, milletin velinimet olduğu bir eylem seçim. Yani seçim, savaş değil. İlk defa bir seçime böyle bir rezil dille gidiyoruz. Ben hayretler içindeyim. Siyasi bir ailenin kızıyım. 30 senedir siyaset yapıyorum. Hayatımda böyle bir dille, ‘Allah Allah’ nidaları içinde sanki savaşa gidiyormuşuz gibi bir seçime hiç şahit olmadım. Benim yaşımdakiler bilir. Siyasetçiler gelir, bu süreç içerisinde sizi dinler. Ondan sonra o dinlediklerine çözüm üretir ve o çözümleri size sunar, hizmet ve çözümler, projeler üzerinden siz onları tartarsınız ve bir partiye dersiniz ki ‘Seni iktidar ettim’ ve diğerlerine de dönersiniz ki ‘Sizi de muhalefet ettim’. Muhalefetin görevi halkın avukatı olmaktır, iktidarın görevi de hizmet etmektir. Şimdi bu seçimlere giderken dikkat ederseniz milletimizin, bizi destekleyen kesimine ‘işgalci’ dendi. Bizlere ‘kitapsız, dinsiz, imansız, Allahsız’ dendi. Umreye gittiğinize göre, umre istediğinize göre siz dinini seven, Müslüman kadınlarsınız. Ben 7 yaşından beri namaz kılan, Cenab- ı Hak kabul etsin, Hacca gitmiş biriyim ama bu arada hiç umreye gitmedim.
NASIL OLUYOR, BİR KESİME ‘DİNSİZ, İMANSIZ VE ALLAHSIZ’ DİYEBİLİYORLAR: Bana ailemin öğrettiği şey şu. ‘La ilahe illallah, Muhammeden Resulullah’ diyen herkes Müslüman’dır. Günahı vardır, yoktur, onu Allah bilir. Tövbe ettiği takdirde Cenab-ı Hak onu affeder. Öyle biliyoruz ama bir tek konuda Cenab-ı Hak diyor ki ‘Ben affedemem’. Eğer, senin hakkına, kul hakkına, harama el uzatmışsam onu seninle helalleşmem gerekiyor. Sen helal edersen Cenab-ı Hak onu affediyor. Sen helal etmezsen biz ahirette beraber, yeniden halleşiyoruz, helalleşme bile değil. Şimdi nasıl oluyor ki bu ülkenin bir kesimine ‘Dinsiz, imansız ve Allahsız’ diyebiliyorlar? Şimdi bu seçimin en önemli meselesi bu. Ben çok değerli hanımefendilerden ve bölgenin kanaat önderlerinden bir ricam var. O da şu. Dinin özne yapıldığı ama vaatlerin konuşulmadığı, projelerin konuşulmadığı ve bunun ucube sistemin oylanacağı son seçim olduğu bu seçimde, özellikle AK Parti’yi daha fazla seven kardeşlerim de özellikle Sayın Erdoğan’a sempati duyan, onu seven kardeşlerimden İYİ Parti’ye oy istiyorum.
NİÇİN SİZ ÖLÜMLE TEHDİT EDİLMEDİNİZ DE BEN EDİLDİM: Sebebi şu: Bu Sayın Erdoğan’ın seçileceği son seçim. Yani 5 sene sonra bir daha hukuki olarak aday olamıyor. Dolayısıyla bir daha da parlamenter sistemin konuşulacağı bir seçim olmayacak artık. Çünkü 3 seçimin 3’ünü de kazandığı takdirde bu sistem kalıcı olacak. Şimdi sorum şu. 28 Şubat’ı yaşamış, bugün neredeyse utanmadan 28 Şubat’ın faili hâline getirilen bu kardeşiniz, onun ailesi ne düşünüyor acaba? Ben bir taraftan o dönemin belinde silahlıları tarafından başörtülü kızları, kadınları savunduğum için yağlı kazağa oturtulmak istenmişim. Bugün o 28 Şubat’ın mağdurlarının iş başına geçirdiği arkadaşlar, bana 28 Şubat’ı neredeyse utanmadan, yaptıran kişi diyorlar. Onca insan içinde muhteremler, size niye denmedi, bana dendi? Niçin siz ölümle tehdit edilmediniz de ben edildim? Şimdi dolayısıyla benim ailem bütün bunların neticesinde ne düşünüyor? Evim basıldı, kocamı aldattığıma dair iddialar, iftiralar yapıldı. Mahkemeye verdim, hepsi beraat etti. Benim ailem ne düşünüyor acaba? 13 halam var benim. Kuzen sayımı bilmiyorum. Yani bunları niye anlatıyorum, biliyor musunuz? ‘Sürtük, çukur, düşük’ dendi. Bu dille seçime gidildi ve Sayın Erdoğan kazandı. Bir daha bu tuhaf rejimi, sistemi değiştirebilecek imkânımız yok.
BU ÜLKEDE HAKSIZLIK HAT SAFHADA: 5 sene sonra aday değil ve yeniden bu seçimin, yani aynı bu partili cumhurbaşkanı sisteminin, -o kadar hızlı geçecek ki 5 yıl- cumhurbaşkanı adayını seçeceğiz. Öfke dolu, özellikle kendimden anlattım. Öfke dolu bir kesim çoğalacak ve intikam almak üzere yola çıkacak. Çünkü bu ülkede haksızlık hat safhada. 82 puan alan çocuklar atanamazken 54 puan alan çocuklar atanıyor. Bu arada artık o kadar işin cılkı çıktı ki Sayın Binali Yıldırım sizleri, bizleri işgalci görüyor. Bunlar niye yapılıyor, hiç düşündünüz mü? Sayın Binali Yıldırım’ın oğlunun ve kendi hakkında Cayman Adaları, Nayman Adaları, Kayman Adaları, efendime söyleyeyim Panama belgeleri, Hollanda… Binlerce, milyarlarca dolarlık hesaplardan bahsediliyor. Onun örtülmesi için ‘Biz savaşa gidiyoruz’ diyorlar. Ya savaşa gitmiyoruz. Alt tarafı seçime gidiyoruz. Önemli bir seçime gidiyoruz. Türkiye’nin geleceği açısından önemli bir seçime gidiyoruz. Ya gösterdiği kişinin tutuklanabildiği, hakimlere talimat verilen ve ‘Seni istemiyorum’ dendiğinde o kişinin artık hiçbir hayat hakkının kalmadığı bir ülke ya da demokrasinin, hukukun üstünlüğünün sağlandığı bir ülke için karar verilecek.
ERDOĞAN’I SEVENLERDEN KILIÇDAROĞLU’NA VE İYİ PARTİ’YE OY İSTİYORUM: Dolayısıyla bu 5 yıl sonrasında seçilecek şahsın, dişlerini sıka sıka bu sefer de bu tarafa doğru bir rövanş, intikam hareketi başlatmayacağından emin olamayız. Onun için diyorum ki biz bu seçimde sırf Sayın Erdoğan’ı en çok sevenler, AK Parti’yi sevenlerin hem Sayın Kılıçdaroğlu’na hem de İYİ Parti’ye oy vermesini istiyorum. Çünkü güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçilecek. Onun için ne Meral Akşener’in ne sayın Kılıçdaroğlu’nun parmağıyla gösterdiği herhangi bir şahsın hakkında hiç kimse işlem başlatamayacak. 82 puan almış bir gencin tanıdığı olmadığı için yerine mülakatta elenip 54 puan almış bir başka gencin atanamayacağı bir sistem kurulacak. Artık diğer taraf, diğer taraf hâline döndü Türkiye. Allah rızası için artık bu işi bitirelim. Sayın Kılıçdaroğlu kazansın, alkışlarımızla götürelim. Sayın Erdoğan’ı da saygıyla, nezaketle uğurlayalım. Çünkü bu bir seçim. Karar sizin. Siz patronsunuz. Siz işgalci, darbeci değilsiniz. Siz milletsiniz. Siyasetçi talep edendir, talep eden ise seçmenin karşısında hazır ola geçmek zorundadır.
ARTIK RÖVANŞ MESELESİ ORTADAN KALKSIN: Dolayısıyla yarın bir karar vereceksiniz. Bu kararın ülkemiz, milletimiz, evlatlarımız için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Allah istemedikçe yaprak kıpırdar mı, kıpırdamaz. Cenab- ı Hak o sandığa gittiğinizde hayırlı bir karar vermeyi sizlere, bizlere nasip etsin. Benim istediğim Allah’tandır. Dolayısıyla hayırlı kararla yola çıkın. O sandığın başında Türkiye için hayırlı olanı Cenab-ı Hak hepimize nasip etsin. Artık rövanş meselesi ortadan kalksın. Bu ülke barışsın. Bu ülke dindarıyla, seküleriyle barışsın. Başı açık kadınıyla, başı kapalı kadınıyla barışsın. Zaten kadınlar arasında sorun yok. Erkekler birbiriyle barışsın. Karadeniz’de doğanla Akdeniz’de doğan arasında herhangi bir fark olmadığı, Van’da doğanla Edirne’de doğan arasında herhangi bir farkın olmadığı bir ülkeyi, bir demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü hep birlikte inşa edelim. Cenab- ı Hak bizleri bu konuda vesile kılsın inşallah.”